13 Haziran 2013 Perşembe

direniş ve apolitik kuşak; 90'lar

hükümet genç kitlenin siyasetten anlamadığını düşünüyor ve ona göre hamleler yapmaya çalışıyor ama size bir 90'lar çocuğunun içinde büyüdüğü, hayat bilgisi kitaplarından okutulduğu çekirdek aile yapısını anlatayım. anne ve baba kişilerinden bir tanesi daha otoriter bir rolde iken bir tanesi daha sevecen ve affedici bir roldedir. kardeşlerden bir tanesi ebeveynler tarafından çaktırılmamaya çalışılarak daha çok tutulur ama ailedeki herkes bunu bilir ve kardeşler kendi aralarında bunu önemsemez. çocukluğunda herkes bu dinamikleri nasıl lehine kullanabileceğini bilmiştir ve kullanmıştır. bu politik aile yapısının içerisinde her türlü bağımsızlığını ve bireyliğini kazanan çocuklardır 90'lar çocukları ve en çok şunu duymuşlardır "olaylara karışma".

 olaylara karışmadık, olayları yarattık çünkü bu kuşak söylemlerin, şiddet hamlelerinin, yasaklamaların, kısıtlamaların kıyısından köşesinden nasıl sıyrılacağını, bunların arasındaki boşlukları nasıl dolduracağını çok iyi biliyor. hafızalarını internette yitirdikleri düşünülen bizler tam tersine onları internette daha sağlam biçimde depoluyor, esprilerinde bile sürekli olarak referans kullanıyor. devletin çift taraflı söylemlerini deşifre ediyor, bununla kalmayıp o söylemlere teneke takıp arkasından gülüyor. bir yığın, bir çöplük haline geldiği söylenen interneti bakış açısıyla hayatın içerisine katıyor ve onun içerisinden yeni şeyler yaratıyor. 

 arkadaşlar özal sonrası kuşaktanız. kapitalizmin sürekli maske değiştirmesini, yayılma şeklini,akışkanlığını ve bunlar için kullandığı yöntemleri çok iyi biliyoruz ve bunları hem deşifre etmek için hem de karşı savunma için gayet iyi bir şekilde kullanıyoruz. biz bunun içerisine doğduk, bir çoğumuzun yaşamaktan anladığı şey bu zaten. aramıza sızmalarını engellemek için müthiş bir tutkal gibi birbirimize sarılıyoruz. çünkü bu ayakları biliyoruz. bu yüzden bu hareketin şekli bir acayiptir, öyle gözükmektedir. saatin ilerlememekte direten yelkovanıyız ve aynı zamanda tüm bunları üreten tüketicilerden birisi olduğumuzun da farkındayız. 

 aynı zamanda 15 gündür bir çoğumuzun idealinde olan birlikte yaşamayı pratik etme imkanı buluyoruz. pratikteki sorunlar zamanla çözülüyor ve kenetlenme büyüyor. her geçen gün bir şeyler kazanıyoruz. ve sabırla devam ediyoruz. çünkü "olaylara karışmamak için çok sabrettik."

16 Nisan 2013 Salı

24'ünde

24'ünde sıradan birisi olduğunu anlayıp, yazmakta olduğun senaryoya dönüp baktığında sonunda büyük bedeller ödeyerek sıradan olduğunu anlayan bir adamın hikayesini yazmışsanız şu dakikaya kadar bilinçsizce, nasıl tamamlayabilirsiniz o senaryoyu ? Öylesine büyük ki hayal gücüm bir çok evrene inanırım, çok arkadaşa ihtiyaç duymam derken oldu mu şimdi? Eşyanın içine bakarım, onun evrenini hissederim derken bir dolabın bile aslında ayna olduğunu görmek bu zamanda mı illetlenmeliydi lan başıma? Şimdi nasıl bitecek o senaryo ya da neden bitecek ? Çelişkili olmasaydı buraya yazmazdım zaten ki çelişkisi şurada; bu sıradanlığı görmek, senaryoda izdüşümünü artık fark etmek üründeki eksik olan herşeyi cevaplıyor, yürü hadi yürü durma da artık bitirmek ne ifade ediyor? Üfle avucundaki kumları arkadaşım zaten bir yerlerden dökülüyor, sıkıntı elin mekaniğinde. Bir de entropisi var daha bu işin tuzu biberi aynı kumlar bir daha asla bir araya gelemeyecekler ki gün geliyor elin el olmaktan bile çıkıyor git nenene sor. İlk defa bu kadar çok soru işareti kullanıyorum, emin olduğumsa bundan sonra daha çok kullanacağım. Yaseminlere sardığım ergenliğime ve ölümlü ben'e... yeniden hoşçakal.